İçeriğe geç
G! Anasayfa » Eğitim » Medeni Bilgiler sansürlenen kısım: Atatürk’ün din hakkındaki görüşleri

Medeni Bilgiler sansürlenen kısım: Atatürk’ün din hakkındaki görüşleri

Medeni bilgiler sansürlenen kısım yer aldığı Medeni bilgiler güncel baskısı(4. baskı) iki kısımdan oluşur.

  1. Bilgisayar Baskısı
  2. Atatürk’ün orijinal el yazıları
medeni bilgiler 4. Baskı TTK Yayınları 2020
TTK Yayınları 4. Baskı/2020

Bilgisayar baskısı (Times New roman) kısımda Atatürk’ün din hakkındaki görüşlerinin bir kısmı sansürlenmiştir fakat “kimse bakmaz” düşüncesiyle el yazısı kısmı sansürlenmemiş olacak ki oradaki yazıları sizler için derleyebildik.

Medeni Bilgiler Sansürlenen Kısım

Atatürk, bir milleti oluşturan unsurları anlatırken din konusunda şöyle söze girer:

Din birliğinin de bir millet teşkilinde(oluşturmada) müessir(etkili) olduğunu söyleyenler vardır. Fakat biz gözümüz önündeki Türk milleti tablosunda bunun aksini görmekteyiz.

Türkler, Arapların dinini kabul etmeden önce de büyük bir milletti. Arap dinini kabul ettikten sonra bu din, ne Arapların ne aynı dinde bulunan acemlerin ne de mısırlıların vs. nin Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilakis Türk milletinin milli rabıtalarını(bağlarını) gevşetti, milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. Bu pek tabi idi (Bu çok doğaldı). Çünkü Muhammed’in kurduğu dinin gayesi bütün milliyetlerin fevkinde şamil bir Arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu. Bu Arap fikri “ümmet” kelimesi ile ifade olundu.

Muhammed’in dinini kabul edenler, kendilerini unutmaya ve hayatlarını allah kelimesinin her yerde yükseltilmesine harcamaya mecburdular. Bununla beraber allaha kendi milli lisanında değil allahın arap kavmine gönderdiği arapça kitapla ibadet ve münaacatta bulunulacaktı. arapça öğrenmedikçe allahın ne dediği bilinmeyecekti.

Bu vaziyet karşısında Türk milleti birçok asırlar ne yaptığını ne yapacağını bilmeksizin, adeta bir kelimesinin manasını bilmediği halde kuranı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler. Başlarına geçebilmiş olan haris(hırslı) serdarlar, Türk milletince karışık(Türk milletinin arasındaki) cahil hocalar ağzıyla ateş ve azap ile müthiş bir muamma halinde kalan dini, hırs ve siyasetlerine alet ittihaz ettiler. Bir taraftan Arapları zorla emirleri altına aldılar, bir taraftan Avrupa’da allah kelimesinin ilasi(iğneleyici) parolası altında hristiyan milletlerini idareleri altına geçirdiler. Fakat onların dinlerine ve milliyetlerine ilişmeyi düşünmediler. Ne onları ümmet yaptılar, ne de onlarla birleşerek kuvvetli bir millet oluşturdular.

Mısır’da belirsiz bir adamı halifedir diye yok ettiler. Onun hırkasıdır diye bir paçavrayı hilafet alameti olarak altın sandıklara koydular, halife oldular. Gah şarka(doğuya) gah garba(batıya) veya her tarafa birden saldıra saldıra Türk milletini Allah için peygamber için topraklarını, menfaatlerini, benliğini unutturacak, Allah’a müvekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular. Milli duyguyu boğan, dünyaya kıymet verdirmeyen, sefaletler ve zarüretler, felaketler hissolunmaya başlayınca, asıl hakiki saadete öldükten sonra ahirette kavuşacağını vaat ve temin eden dinî akide ve dini his millet uyandığı zaman hakikati görmesine mani olamadı. Bu feci manzara karşısında kalanlara kendilerinden evvel ölenlerin ahiretteki saadetlerini düşünerek veya bir an evvel ölüm niyaz ederek ahiret hayatına kavuşmak telkin eden din hissi, dünyanın acısı duyulan tokadıyla derhal Türk milletinin vicdanındaki çadırını yıktı. Davetliler Türk düşmanları olan Arap çöllerine gitti. Türk vicdan-ı umumisi(ortak vicdanı) derhal yüzlerce asırlık kudret ve küşayişiyle, büyük heyecanlarla çarpıyordu. Ne oldu? Türk’ün milli hissi, artık ocağında ateşlenmişti. Artık Türk, cenneti değil eski hakiki büyük Türk cedlerinin mukaddes miraslarının son Türk ellerinin müdafaa ve muhafazasını düşünüyordu. İşte dinin, din hissinin Türk milliyetinde bıraktığı hatıra.

Türk milleti milli hissi dini hisle değil fakat insani hisle yan yana düşünmekten zevk alır.

– Mustafa Kemal Atatürk, Medeni Bilgiler/Millet

Atatürk’ün bu sözlerinin yer aldığı el yazması sayfaları aşağıya bırakıyorum.

Bu da sansürlü halinin görseli:

Sayfalarca el yazması görüşü, kısacık bir paragrafa sığacak kadar daraltılan, sansürlenen bir lider… Üstelik kendi kurduğu Türk(!) Tarih Kurumu tarafından…

Telif hakkı © 2021-2024 Gerçek!