İçeriğe geç
G! Anasayfa » Psikoloji/Tıp » Klasik koşullanma nedir? Klasik Koşullanma İlkeleri

Klasik koşullanma nedir? Klasik Koşullanma İlkeleri

Klasik koşullanma, davranışçı psikolojinin kilometre taşlarından biri olmuş bir deneyler dizisidir.

Davranışçı Psikoloji

Davranışçı psikolojiye göre, kişiliği ve davranışları yaşadığımız çevre ve geçmiş tecrübeler şekillendirir. Davranışta değişim meydana getiren dış çevre unsurları “uyarıcı/uyaran” olarak ifade edilmektedir.

Örneğin;

  • Bizi rahatsız eden bir sineği elimizle uzaklaştırmaya çalıştığımızda bu davranışımızın sebebi sinektir. Sinek “uyarıcı”dır.

Uyarıcı Türleri

Dış uyarıcılar doğal ve yapay olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Verilen örnekte sinek doğal uyarıcıdır. Doğal uyarıcı, canlıların doğal ve refleksif biçimde tepki verdikleri öğretilmemiş ve kalıtımsal olan uyarıcı demektir.

Klasik koşullanma, canlıların doğal uyarıcılara verdiği doğal tepkileri yapay uyarıcılara da verip vermediğini denemek için yapılmış deneyler bütünüdür.

Klasik Koşullanma Deneyleri

Tarihte, büyük ilgi görmüş ve günümüzde psikoloji derslerinde ve kitaplarında yer alan ünlü klasik koşullanma deneyleri bulunmaktadır.

Ivan Pavlov’un Deneyi (Pavlov’un Köpek Deneyi)

Köpeklerin et görünce salya salgılamaları doğal reflekstir.

Rus bilim insanı Ivan Petroviç Pavlov, köpekler üzerine yaptığı klasik koşullanma deneyinde, köpeklerin ete karşı verdikleri doğal tepkiyi yapay bir uyarıcıya karşı verip vermediklerini test etmiştir.

Pavlov klasik koşullanma köpek deneyi

Pavlov deneyinde;

  1. İlk olarak köpeğe et verilir. Köpek doğal uyarıcı olan ‘et’e karşı doğal tepki olarak salya salgılar.
  2. Köpeğe tekrar et verilir. Ancak bu sefer et verilirken bir yandan zil 🔔çalınır.
  3. Belirli bir süre boyunca köpeğe her at verildiğinde zil çalındığı için artık köpek, zil 🔔 çalınca kendisine et 🥩verileceğini öğrenmiş olur.
  4. Son aşamada köpeğin yanında zil çalınır ancak et verilmez. Zil sesini duyan köpek et olmamasına rağmen salya salgılamaya başlar.
  5. Köpek, yapay uyarıcı olan zil sesine karşı doğal tepki vermiştir. Sonuç olarak köpeklerin koşullanma yoluyla yapay uyaranlara karşı doğal tepkiler verdiği anlaşılmıştır.

Küçük Albert Deneyi

Gerçek adı Douglas Merritte olan 8 aylık bebek “Albert” üzerinde gerçekleştirilen korkunç deneylerde “korku; doğuştan mı gelir, sonradan mı öğrenilir?” sorusunun yanıtı aranmıştır.

Jons Hopkins Üniversitesi Hastanesi’nde çalışmakta olan Amerikalı Psikolog John B. Watson ve asistanı Rosalie Rayner, hastane kreşinde bulunan bebeklerden biri üzerinde korkuya dair klasik koşullanma deneylerini gerçekleştirme kararı alırlar.

Geçimini sağlamak için her gün hastaneye gelip sütünü satmak zorunda olan fakir bir kadının çocuğunu deneyde kullanmak üzere uygun görürler. Bu çocuk küçük Albert’tir… Albert her gün annesinin işi bitene kadar hastanenin kreşinde diğer çocuklarla oynamaktadır.

Albert’i Kontrol Ediyorlar

Albert’e, korku deneylerinde kullanılacak öğelere karşı tepkisinin olup olmadığını öğrenmek amacıyla bazı duygusal testler yapılır.

8 aylık bebeğe sırasıyla beyaz bir fare, tavşan, yanan kağıt parçaları, peluş bebekler, maske gibi ilk kez karşılaşabileceği nesneler ve durumlar gösterilir.

Sonuç olarak, henüz bir korkuya sahip olmayan şirin bebek, gördüğü her şeye gülümser. (⁠•⁠‿⁠•⁠)

Albert’in üzerine fare salıyorlar

Deneyin ön hazırlık aşamasının ardından bebeği boş bir odaya alırlar. Deneyler işte bu noktada korkunç bir nitelik kazanmaya başlar. Üzerinde küçük Albert’in oturduğu yatak hariç hiçbir nesne bulunmayan odaya beyaz bir fare salırlar. Albert tıpkı ilk deneylerde olduğu gibi fareye karşı korku tepkisi göstermez, aksine onu sevinçle karşılar ve oynamaya başlar.

Bebek Albert Klasik Koşullanma deneyi

Deneyin devamında Albert odaya giren fareye her dokunduğunda iki metal çubuğu birbirine vurarak rahatsız edici ve şiddetli sesler çıkartırlar. Çıkan seslerden dolayı irkilen Albert ağlamaya başlar. Fare Albert’ten uzaklaşınca gürültü sonlandırılır ve bebek sakinleşmeye başlar. Ancak fare Albert’e yaklaşıp Albert fareye her dokunduğunda aynı rahatsız edici sesler çıkartılmaya devam edilir. Bir müddet sonra bir ses çıkarılmasa bile Albert fareye dokunmaya korkar hale gelmiştir.

Albert’te Paronaya Belirtileri Başlıyor

Birkaç gün süren fare deneyinin ardından Albert, ne zaman fareye benzeyen tüylü veya beyaz bir nesne görse korkmaya ve ağlamaya başlamaktadır. Artık Albert beyaz fare veya ona benzeyen pamuk gibi nesneler gördüğünde bir demir çubuk sesi olmamasına rağmen korku tepkisi vermeye başlamıştır.

Watson ve asistanı yetinmiyor

Bu aşamaya kadar olan deneylerle yetinmeyen Watson ve asistanı, Albert’in bulunduğu odaya beyaz peluş sakallar ve tüylü kostümlerle girerek Albert’in “beyaz” ve “tüylü” nesnelere karşı kazandığı korkuyu oldukça geniş kapsamlı ve kalıcı hale getirmiştir.

Deney Sona Eriyor

Bilim tarihinde klasik koşullanma adına büyük başarı sayılan ve koşullu korkuyu kanıtlayan bu deneyin ardından Watson ve asistanı hastaneden ayrılmıştır.

Albert’in Feci Sonu

Yaşadığı korkunç deneyler yüzünden korku dolu bir yaşam geçiren Albert, normal zamanlarda bile hep tetikte olmuştur. Sürekli korkmaya ve irkilmeye meyilli hale gelen Albert’in Travma Sonrası Stres Bozukluğu(TSSB) hastalığına yakalandığını düşünmekteyim. Bu hastalık, insanların yaşadığı korkunç(travmatik) bir olay yüzünden sürekli aynı olayı yaşamaya dair korku ve kaygı içinde olmaları anlamına gelmektedir. Albert hayatı boyunca beyaz ve tüylü nesnelere karşı fobi geliştiren sağlıksız bir kişiliğe sahip olmuştur.

Bilim adına yapılan deneyler tarih boyunca korkunç durumlar içerebilmiştir. Ancak burada deneyin etik boyutunu daha kötü hale getiren şey, ‘deney bir psikolog tarafından yapılmasına rağmen’ deneyden sonra bebeğin ruh sağlığı için hiçbir terapi ve iyileştirme çalışması yapılmamasıdır.

Douglas merritte mezarı klasik koşullanma
DOUGLAS

Son of 
Arvilla Merritte

Mar. 9. 1919.
May. 10. 1925

The sunbeam's smile
the zephyr's breath
All that it knew
from birth to death

Arvilla Merritte 
oğlu 

DOUGLAS
Mar. 9. 1919. May. 10. 1925
Güneş ışığının gülümsemesi, rüzgarın nefesi. Tüm bildiği, doğumdan ölüme.

Bebek haliyle yaşadığı ağır olaylar sonucunda 6 yaşında beyinde su toplanması(hidrosefali) sonucunda hayata gözlerini yuman minicik tatlı bebek Albert, terapi ve iyileştirme çalışması yapılmaması nedeniyle hepimizin kalbinde bir bilim kurbanı olarak yer edinmiştir…

Albert’in Mezarı

Bir zamanlar 1920’lerde Küçük Albert deneyinde “Albert” olduğu iddia edilen Douglas Merritte’in mezarı. Locust Grove Kardeşler Kilisesi, Airy Dağı ile Libertytown arasında, Maryland, ABD.

Deneyin Bilimsel Sonucu

Deneyin bilimsel anlamdaki sonucu psikoloji dünyasında yankı uyandırdı. Watson, aslında tüm korkularımızın ve içgüdüsel saydığımız diğer davranışların bu koşullamalar sonucunda oluşmuş olduğuna dikkat çekerken, “insanların çevresi tarafından yönlendirilen pasif bir varlık olduğunu” öne sürüyordu. Özellikle korkunun sonradan edinilen bir refleks olduğu konusunda önemli veriler elde edildi.

Klasik Koşullanma İlkeleri

Klasik koşullanma ilkeleri unsurları

4 temel klasik koşullanma ilkesi vardır.

Sönme

Koşullanma gerçekleştikten sonra koşullu uyarıcının, doğal uyarıcı olmadan tek başına verilmesi sonucu tepkinin azalarak ortadan kalkması.

Geri Gelme

Sönme gerçekleştikten sonra koşullu+doğal uyarıcıların birlikte verilmeye başlaması ile tepkinin tekrar ortaya çıkması.

Genelleme

Bir uyarıcıya verilen tepkinin başka benzer uyarıcılar için verilmesi durumudur.

Ayırt etme

Yapay tepkiyi ortaya çıkaran ve çıkarmayan uyarıcı arasındaki farkı anlayabilme.

Davranışçı Psikoloji ve Diğer Yaklaşımlar

Klasik koşullanma, başta bahsettiğimiz gibi davranışçı psikoloji içerisindeki bir kavramdır. Ancak davranışçılık, psikolojideki tek yaklaşım değildir.

Psikolojideki yaklaşımlar ile ilgili ayrıntılı bilgi almak ve konuyu iyice kavramak için aşağıdaki yazımızı inceleyebilirsiniz.

Psikolojik Yaklaşımlar

Telif hakkı © 2021-2024 Gerçek!