Yer merkezli evren modeli…
Ptolemaios(Batlamyus) MS 150 yılları civarında İskenderiye’de yaşadı ve bilimsel etkinliklerde bulundu. Yaklaşık 14 yüzyıl egemen olan Yer merkezli gök bilimi modelini geliştirdi. Bu yüzden ilk büyük astronom olarak kabul edilir. Aynı zamanda önemli bir coğrafyacı ve optikçiydi. İsminin Arapça söylenişi nedeniyle “Batlamyus” olarak tanındı. Astronomi, coğrafya ve optik alanlarındaki eserleri Arapçaya çevrildi ve uzun yıllar boyunca okundu.
Batlamyus’un Megale Syntaxis (Büyük Sentez) başlıklı kitabı gök bilimi alanının ilk büyük derlemesidir. Bu derleme el-Mecisti adıyla Arapçaya çevrildi. Arapça metin daha sonra Latinceye Almagest olarak çevrildi ve bu adla tanındı. Kitap 13 bölümden oluşur ve son beş bölümü gezegenlerin hareketleriyle ilgilidir.
Kitapta, Aristo fiziğini esas alan bir bakış açısıyla, gök olaylarını geometri aracılığıyla açıklamak üzerine kurgulanmış bir model yer alır. Modelde Aristarkus’un ve Herakleides’in aksine Yer evrenin merkezinde ve durağan kabul edilir. Bunun için Batlamyus’un gerekçesi şudur:
“Eğer Yer hareket etseydi, üzerindeki her şey dönme etkisiyle uzaya dağılırdı.” Sırasıyla Ay, Merkür, Venüs, Güneş, Mars, Jüpiter, Satürn ve evrenin sınırını oluşturan sabit yıldızlar Yer’in çevresinde, düzenli hızlarla dolanırlar. Dolayısıyla gezegenlerin dolanım hızları sabit ve yörüngeleri de çemberdir.
– Batlamyus’un Gökbilim Modeli
Ancak, böyle kabul edildiğinde, Batlamyus gökte gözlemlenen bazı hareketler ile kendi modeli arasında uyuşmazlık olduğunu, mesela Ay veya Güneş’in Yer’e yaklaşıp uzaklaşmalarını, bazen hızlı bazen de yavaş hareket etmelerini açıklamakta zorlandığını fark etti. Bu yüzden ana hipotezindeki açıkları kapatmak üzere bir yama hipotez benimsemek zorunda kaldı. Bunun için dış merkezli adı verilen ve Yer’in gezegenlerin yörünge çemberlerinin merkezinden bir miktar kaydırılmasını öngören düzeneği kullandı.
Optik alanındaki çalışmaları
Batlamyus aynı zamanda ilk büyük optikçidir. Işık ve görme konularındaki bilgilerini bir araya getirdiği “Optik” adlı bir kitap yazdı. Kitap 3 bölümden oluşur: Doğrudan Görme, Yansıma ve Kırılma. Batlamyus kitabında ışığın kaynağının göz olduğu kabulünden yola çıkıyordu. Bu yanlış varsayımı 11. yüzyılda yaşayan en önemli bilginlerden biri olan İbnü’l-Heysem ortadan kaldırdı. İbnü’l-Heysem’in bu konudaki gerekçesi basit, yalın ve çarpıcıdır: “Işık gözden çıkıyorsa karanlıkta neden göremiyoruz?”
Batlamyus yansıma konusuyla da ilgilendi ve yaptığı deneyler sonucunda bazı ilkeler oluşturdu. Ayna gibi yansıtıcı yüzeylerde, yüzeye gelen ışın çizgisinin yüzeyden yansıyan ışın çizgisine eşit olduğunu belirledi. Günümüzde bu ilkeye yansıma yasası deniyor. Kırılma konusunda da çalışan Batlamyus, deneysel çalışmalar yapmasına karşın, kırılma yasasını keşfedemedi. Bununla birlikte, ışığın bir saydam ortamdan (örneğin: hava) diğerine (örneğin: su veya cam) geçerken yoğunluk farkından dolayı yön değiştirdiğini, yani kırılmaya uğradığını belirledi. Aynı şekilde, deneysel olarak az yoğundan çok yoğuna (örneğin: havadan cama veya suya) geçen ışının ortamın yüzeyine dik olduğu düşünülen hayali dikmeye doğru kırılacağını keşfetti. Tersi durumda ise (çok yoğun ortamdan az yoğun ortama) dikmeden öteye doğru kırılacağını ve kırılma miktarının yoğunlukla doğru orantılı olacağını da keşfetti.